DAĞ FARE DOĞURDU
Bir konu ile ilgili çok büyük ve önemli bir sonuç veya olay beklenirken, sonucun beklenenin çok altında kalması, hayal kırıklığı yaratan bir durumun ortaya çıkması anlamında kullanılıyor “Dağ fare doğurdu” deyimi. Son günlerde siyaseten yaşanan konulara çok yakışan bu deyimin aktörleri tabii ki yine siyasetçiler.
CHP lideri Özgür Özel’in Cumhurbaşkanı ile görüşme isteği kabul gördü ve akp genel merkezinde 95 dakikalık bir görüşme yapıldı. Özel, görüşmede neleri gündeme getireceğini açıklamıştı ama görüşme sonrasında neler görüşüldüğünü her iki taraftan da açık ve net olarak öğrenemedik. Özel’e göre tekrar bir değerlendirme yapması doğru olmadığı gibi nezaketsiz bir davranış olurdu. Nezaketli olan bölümü ise ortaya koyduğu gündem maddelerinin dinlendiği, not alındığı ve Erdoğan’ın iadeyi ziyaret yapacağı, bu toplantının “Türkiye demokrasisi açısından önemli bir kilometre taşı olduğunu ifadesi…” Açıklama da hal hatır bölümü ile ikramlar bölümü eksik kalmış. Hakkını da verelim bu arada açıklamasından öğreniyoruz daha önce hiç gündeme gelmeyen “Deprem Bakanlığı” kurulmasını istemiş. Bu arada öğreniyoruz ki toplantıda hediye olarak Manisa Mesir Macunu ve Paşabahçe’nin ‘Cumhuriyet Ateşi’ adlı bir objesini ve hapisteki milletvekili Can Atalay’ın kızının iki fotoğrafını götürmüş Özel. Görüşme konuları ile ilgili bir “Demokrasi Bildirgesi” ni yazılı olarak verdi mi bilinmiyor. Bir atasözümüzdür “Söz kulağa, yazı uzağa gider.” Ve de “söz uçar, yazı kalır.”
Görüşmenin medya da bir başka öne çıkan bölümü ise boşta kalan koltuk idi! Ne yakıştırmalar yapıldı, ne mesajlar verildi o boş koltuğa. Parti merkezinde yapılan bir toplantıymış ama o boş koltuk Cumhurbaşkanlığını temsil ediyormuş. O fotoğrafta görülen Cumhurbaşkanlığı forsunun parti merkezinde ki bir toplantıda ne işinin olduğu hiç sorgulanmadı nedense… Ve de merak ediyorum CHP Genel Merkezine yapılacak iadeyi ziyarette o fors olacak mı?
Kısaca yarın ne gösterir bilinmez ama bu gün itibarıyla bu görüşmeden çıkan sonuç ‘Dağ fare doğurdu’ na iyi bir örnektir.
Özel’le başladık yine onunla devam edelim. CHP Genel Başkanı, 1 Mayıs’ta işçilerle birlikte sendikaların arkasından yürüyeceklerini, hareketin öncüsü değil sendika ve emek örgütlerinin destekçisi olacaklarını açıklamıştı. Dediğini yaptı sendikalarla beraber Taksime doğru yürüdü ama Bozdoğan Kemerinde barikata takılınca kaldı. Görüşmeler sonunda barikat aşılıp Taksime inilemeyince geri dönüldü ve eylem sonlandırıldı. Halbuki eylem Saraçhane de devam ettirilebilir ve 1 Mayıs orada kutlanırdı. Belki daha sonra gelişen barikatı aşmaya çalışan sol, sosyalist, komünist, marjinal grupların aptalca polise saldırmaları da önlenmiş olurdu. Tabii bu arada ertesi gün kabul göreceği makama karşı bir saygısızlık yapmamak adına eylemi sonlandırmak etken bir neden olabilir mi?
Darısı seneye Dağın Fare Doğurmadığı 1 Mayıs’a…
Nisan ayı enflasyon rakamları açıklandı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından nisan ayı enflasyon verileri; Mart ayında aylık bazda yüzde 3,16 yükseliş kaydeden enflasyon nisan ayında 3.18, mart ayında yıllık 68,50 olarak açıklanan enflasyon nisan ayında yüzde 69,80’e yükseldi.
Ve bu rakamlar Beştepe’den kabul gördü.
“…Nisan ayı enflasyon ve dış ticaret verileri Orta Vadeli Plan beklentilerimizle uyumludur. İhracattaki artışın devam ettiğini görüyoruz. Enflasyonda da yılın ikinci yarısından itibaren daha umut verici rakamları göreceğiz. Hayat pahalılığı meselesini enflasyonu düşürüp kalıcı refah artışı sağlayarak çözüme ulaştıracağız. Bizler her zorlukla beraber muhakkak bir kolaylık olduğuna inanan insanlarız…”
Eğer her zorluk olarak kabul ettiği bu rakamlarsa acaba aşağıdaki rakamların kolaylık açıklaması nasıl olurdu.
TÜİK (Tüketici İnfaz Kurumu) rakamlarına karşılık “ENAG Tüketici Fiyat Endeksi Nisan ayında %5.02, 12 aylık artış oranı %124.35” olarak gerçekleşti. TÜRK-İŞ Konfederasyonunun yaptığı araştırmanın 2024 Nisan ayı sonucuna göre; “Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 17.725,19 TL’ye, Gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise (yoksulluk sınırı) 57.736,78 TL’ye, Bekâr bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ de aylık 22.991,90 TL’ye yükseldi…”
Bu kadar mı? “”Merkez Bankası politika faizi %8.5 den %50 ye çıktı. “2023 yılı Merkez Bankası zararı 818 milyar 182 milyon 863 bin 710 lira.”
‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde 2018-2023 arası Dolar’ın yüzde 546, Euro’nun yüzde 502, altının yüzde 928, benzinin yüzde 537, motorinin yüzde 687, oto gazın yüzde 500 artış gösterdiğini’ ekonomistler söylüyor, piyasa yalanlamıyor.
Neymiş, “…kalıcı refah artışı sağlayacakmış…” Sağladı da Türk Hava Yolları’nda genel müdürün maaşı 1 milyon 400 bin lira. Asgari ücret 17bin 2 TL, en düşük memur maaşı 38 bin lira, en düşük emekli maaşı 10 bin lira…
Ve bu ekonomiyi yöneten kim? “Ben ekonomistim” diyordu “Ekonomi benden sorulur” derken ilave ediyordu “Verin yetkiyi kardeşinize, görün o zaman doları, enflasyonu” Gördük “Dolar 33 lira, enflasyon % 69.80”
Bu ekonomik bilgi ve görgüyle başlıktaki deyim ne dersiniz uyar mı bu ekonomik göstergelere.
Ama, bu arada hakkını da yemeyelim günlük 40 bin varil petrol üretimi ile fare doğuran dağlara örnek olan Gabar Dağının… 03.05.2024